DEVAM: 2- Adam
Öldürmenin Vebali
أخبرنا حاجب
بن سليمان
المنبجي قال
حدثنا بن أبي
رواد قال
حدثنا بن جريج
عن عبد الأعلى
الثعلبي عن
سعيد بن جبير
عن بن عباس أن
قوما كانوا
قتلوا
فأكثروا
وزنوا
فأكثروا
وانتهكوا
فأتوا النبي
صلى الله عليه
وسلم قالوا يا
محمد إن الذي
تقول وتدعوا
إليه لحسن لو
تخبرنا أن لما
عملناه كفارة
فأنزل الله عز
وجل والذين لا
يدعون مع الله
إلها آخر ولا
يقتلون النفس
التي حرم الله
إلا بالحق ولا
يزنون إلى
فأولئك يبدل الله
سيئاتهم
حسنات وكان
الله غفورا
رحيما قال
يبدل الله
شركهم إيمانا
وزناهم
إحصانا ونزلت
قل يا عباد
الذين أسرفوا
على أنفسهم الآية
[-: 3452 :-] ibn Abbas der ki: Bir
topluluk aşırı bir şekilde kan dökmüşler, aşırı bir şekilde zinaya bulaşmışlar
ve aşırı bir şekilde de küfre batmışlardı. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
gelip:
"Ey Muhammed!
Anlattığın ve kendisine davet ettiğin şey haktır. Peki, bizim bu
yaptıklarımızın bir kefareti var mı?" diye sordular. Bunun üzerine:
"Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın
haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın
cezasını) bulur. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak
temelli kalır. Ancak tövbe ve iman edip salih amel işleyenler başka; Allah
onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin
merhamet sahibidir." (Furkan 68-70) ayetleri nazil oldu. Bu ayetlerle de
tövbe ve iman edip salih amel işleyenlerin şirklerinin imana, zinalarının da
meşru bir ilişkiye dönüştürüleceği belirtildi. Yine bu konuda şu ayet de nazil
oldu: "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın
rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O,
çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Zümer 53)
11385. hadiste yine
gelecektir. - Mücteba: 7/86; Tuhfe: 5547.
Diğer tahric: Buhari
(4762), Müslim (122) ve Ebu Davud (4274)
أخبرنا
الحسن بن محمد
الزعفراني
قال حدثنا حجاج
بن محمد قال
بن جريج
أخبرني يعلى
عن سعيد بن
جبير عن بن
عباس أن ناسا
من أهل الشرك
أتوا محمدا
فقالوا إن
الذي تقول
وتدعوا إليه
لحسن لو
تخبرنا أن لما
عملنا كفارة
فنزلت والذين
لا يدعون مع
الله إلها آخر
ولا يقتلون
ونزلت قل يا
عباد الذين
أسرفوا على
أنفسهم
[-: 3453 :-] ibn Abbas der ki:
Müşriklerden bir topluluk Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yanına gelip: "Ey
Muhammed! Anlattığın ve kendisine davet ettiğin şey haktır. Peki, bizim bu
yaptıklarımızın bir kefareti var mı?" diye sordular. Bunun üzerine:
"Yine onlar ki,
Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana
haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını)
bulur. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli
kalır. Ancak tövbe ve iman edip salih ameller işleyenler başka; Allah onların
kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet
sahibidir." (Furkan 68-70) ayetleri nazil oldu.
Yine bu konuda şu ayet
de nazil oldu: "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım!
Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.
Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Zümer 53)
Mücteba: 7/86; Tuhfe:
5652 .
Diğer tahric: Buhari
(4762), Müslim (122) ve Ebu Davud (4274)
أخبرنا محمد
بن رافع حدثنا
شبابة بن سوار
قال حدثني
ورقاء عن عمرو
عن بن عباس عن
النبي صلى الله
عليه وسلم قال
يجيء المقتول
بالقاتل يوم
القيامة
ناصيته ورأسه
في يده
وأوداجه تشخب دما
يقول يا رب
قتلني حتى
يدنيه من
العرش قال
فذكروا لابن عباس
التوبة فتلا
هذه الآية {
ومن يقتل
مؤمنا متعمدا
} قال ما نسخت
منذ نزلت وأنى
له التوبة
[-: 3454 :-] ibn Abbas, Hz.
Peygamber'in (s.a.v.): "Kıyamet gününde öldürülen kişİ boynundan kanlarz
akarakı katilinİn perçemİnden ve başından tutmuş bir şekilde huzura çıkar.
«Rabbim! Bu kişi beni öldürdü!» diye şikayette bulunup Arş'a kadar yanaşır"
buyurduğunu bildirir.
Ravi Amr der ki: Bunu
aktaran ibn Abbas'a, katil kişinin tövbe edip edemeyeceği konusunu
zikrettiklerinde: "Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen
kalacağı cehennemdir ... " (Nisa 93) ayetini okudu ve: "Başka bir ayetle
hükmü neshedilmedi. Bunun için tövbesi nasıl kabul görsün ki?" dedi.
Mücteba: 7/87; Tuhfe:
6303.
3450. hadiste tahrici
yapıldı. 3448. hadisin de tahricine bakınız.